Beşiktaşlı olmak.. Sahi nedir Beşiktaşlı olmak?
Özel bir şeydir aslında Beşiktaşlı olmak. Her ne kadar kitlelere yayılsa, topluluklar, oluşumlar insanın aklına gelse de, Beşiktaşlı olmak daha farklıdır, sanki daha özeldir; kişiye özeldir. Hayatınızda verdiğiniz kararlarda bile Beşiktaşın, Beşiktaşlı olmanın etkileri vardır. Kız arkadaşınızla olan ilişkilerinizde Beşiktaşın etkileri, Beşiktaş'ın tutumu vardır. Ailenize, semtinize, arkadaşlarınıza karşı davranışlarınızda da.. Affetme mekanizmanız bile "Beşiktaş felsefesiyle" paraleldir. İşin güzeli de bunu çok sonradan fark etmenizdir.
Beşiktaşlı olmak herkese nasip olmaz derler ya.. Keşke herkese nasip olsa. Beşiktaş zamanla, yavaş yavaş, sindire sindire insanın gerçekten kanına girer ve aslında, bana göre, Beşiktaşlı doğulmaz, Beşiktaşlı olunur. Sizin düşünceleriniz, fikirleriniz, zaman zaman asiliğiniz ve kör savaşınız sizi Beşiktaşlı yapar. Beşiktaşlı olduğunuz için bunlar olmaz. Beşiktaş bilinçaltına işler, işler ve tekrar işler. O yüzdendir ki çoğu sohbette "ama beşiktaş farklı" laflarını duyarım "diğer"lerinden. Çünkü inanıyorum ki ve hatta biliyorum ki derinlerde bir yerde, onların da bir parçası Beşiktaşlıdır. "Diğer" takımlar-genelde- anıldığı zaman, kulüpleriyle, taraftarlarıyla, başarılarıyla, başarısızlıklarıyla anılır. Fakat beşiktaş denildiği zaman daha farklı resimler oluşur insanın kafasında. Belki de sadece bana öyle geliyor, bilemiyorum. Daha geniş bir resim, ama bir o kadar küçük. Yıllardır söylenen kelime duruş. Beşiktaşlı duruşu.. Biraz dolduruyor bu resmin tanımını aslında fakat yine de tam olarak değil, olamaz da.. Aslında "nedir beşiktaşlılık" sorusunun cevabı yoktur. Bir andır, ufacık bir düşüncedir ya da şahit olduğunuz bir olaydır. Beşiktaş, baba yerine konulan figürler gibidir. Hani vardır ya babacan adamlar. Yaşı ne olursa olsun muhabbet etmek için can attığınız, yeri geldiğinde size nasihat veren, zaman zaman kalbinizi çok ama çok kıran adamlar.
Beşiktaşlı olmak, kendin olmaktır, kendini bulabilme yoludur. O yüzdendir ki şampiyonluk, başarı veya hezimetler bizim çok da, tabiri caizse "umrumuzda" değildir.
Hayatın her alanında ağır etkisi vardır beşiktaşlı olmanın. En basitinden sağda solda "eski sevgili/sevgili" sohbetlerini duyduğunuzda, nedense, aklıma ilk gelen şey Beşiktaştır.. ya da gündelik hayatta, tatsız bir tartışmanın içindeyken, tartışma kanlı bıçaklı kavgaya dönüşecekken, aklıma önce beşiktaş, sonra abiler aklıma gelir. Önce efendi olmayı ve alabildiğince alttan almayı öğreten abiler. Sırdaşlığı, kol kanat germeyi, yardım etmeyi, anlamayı, ayırmamayı öğretti bana Beşiktaş ve inanıyorum ki daha çok şey var öğreteceği bana Beşiktaş'ın..
Beşiktaşlı olmak herkese nasip olmaz derler ya.. Keşke herkese nasip olsa. Beşiktaş zamanla, yavaş yavaş, sindire sindire insanın gerçekten kanına girer ve aslında, bana göre, Beşiktaşlı doğulmaz, Beşiktaşlı olunur. Sizin düşünceleriniz, fikirleriniz, zaman zaman asiliğiniz ve kör savaşınız sizi Beşiktaşlı yapar. Beşiktaşlı olduğunuz için bunlar olmaz. Beşiktaş bilinçaltına işler, işler ve tekrar işler. O yüzdendir ki çoğu sohbette "ama beşiktaş farklı" laflarını duyarım "diğer"lerinden. Çünkü inanıyorum ki ve hatta biliyorum ki derinlerde bir yerde, onların da bir parçası Beşiktaşlıdır. "Diğer" takımlar-genelde- anıldığı zaman, kulüpleriyle, taraftarlarıyla, başarılarıyla, başarısızlıklarıyla anılır. Fakat beşiktaş denildiği zaman daha farklı resimler oluşur insanın kafasında. Belki de sadece bana öyle geliyor, bilemiyorum. Daha geniş bir resim, ama bir o kadar küçük. Yıllardır söylenen kelime duruş. Beşiktaşlı duruşu.. Biraz dolduruyor bu resmin tanımını aslında fakat yine de tam olarak değil, olamaz da.. Aslında "nedir beşiktaşlılık" sorusunun cevabı yoktur. Bir andır, ufacık bir düşüncedir ya da şahit olduğunuz bir olaydır. Beşiktaş, baba yerine konulan figürler gibidir. Hani vardır ya babacan adamlar. Yaşı ne olursa olsun muhabbet etmek için can attığınız, yeri geldiğinde size nasihat veren, zaman zaman kalbinizi çok ama çok kıran adamlar.
Beşiktaşlı olmak, kendin olmaktır, kendini bulabilme yoludur. O yüzdendir ki şampiyonluk, başarı veya hezimetler bizim çok da, tabiri caizse "umrumuzda" değildir.
Hayatın her alanında ağır etkisi vardır beşiktaşlı olmanın. En basitinden sağda solda "eski sevgili/sevgili" sohbetlerini duyduğunuzda, nedense, aklıma ilk gelen şey Beşiktaştır.. ya da gündelik hayatta, tatsız bir tartışmanın içindeyken, tartışma kanlı bıçaklı kavgaya dönüşecekken, aklıma önce beşiktaş, sonra abiler aklıma gelir. Önce efendi olmayı ve alabildiğince alttan almayı öğreten abiler. Sırdaşlığı, kol kanat germeyi, yardım etmeyi, anlamayı, ayırmamayı öğretti bana Beşiktaş ve inanıyorum ki daha çok şey var öğreteceği bana Beşiktaş'ın..